30 Temmuz 2015 Perşembe

Kitap Önerisi: Çözümsüz - Ülkü Duysak

     Bazı kitaplar vardır; içinizdeki her yere, duyguya, düşünceye dokunur... Böyle bir kitap benim için Çözümsüz. Alışık olduğumuz gibi tek bir karakter ve onun hayatında olup bitenler çerçevesinde geçmiyor, neredeyse altı ana karakter ve kesişen yaşamlarına tanıklık ediyoruz. 
Düşündükleri bizim düşündüklerimiz, hissettikleri bizim hissettiklerimiz, başlarına gelenler bizim de başımıza gelmiş, gelebilecek ya da yakın çevremizde şahit olduğumuz şeyler. Bu yüzden kitap bu kadar tanıdık, bu kadar hayatın içinden geliyor ve içine çekiyor sizi. Yazarın ne kadar iyi insan analizi yapabildiğini, durumları, olayları ne kadar incelikli gözlemleyip yazıya aktarabildiğini düşündürüyor. Olay örgüsü oldukça başarılı, yaşar gibi okuyorsunuz. Romanın kahramanlarıyla özdeşleşiyor; gülüyor, ağlıyor, hüzünleniyor, heyecanlanıyorsunuz. 

     Kitapta yer alan karakterler hakkında kısa bir bilgi vermem gerekirse,
Elif; öğretim görevlisi ve yazar, bir avukat olan Şevket ile evli.

Selin; Elif' in can dostu, aynı üniversitede öğretim görevlisi.
Ercan; Selin' in unutamadığı ve içinde kalmış yarası, doktor.
Sinan; Günümüzün gözde iletişim aracı internet sayesinde Elif ve Selin' in hayatlarına dahil olmuş arkadaşları, şirket müdürü.

     Kitabı okumak isteyenlere tavsiyem, -ki kitap kesinlikle tavsiyemdir- kitabın sonlarına doğru yanlarında mendil bulundurmaları. Benzetmek doğru mu bilmiyorum ama en son Canan Tan' ın En Son Yürekler Ölür kitabında bu kadar ağlamıştım. Ama kitabın adı ve bu yorumum sizi şüpheye düşürmesin, tüm kitap bu eksende gitmiyor. Daha önce de belirttiğim gibi çok çeşitli ruh hallerine tanıklık ediyor, duygudan duyguya geçişler yapıyorsunuz okurken. Sonuna geldiğinizde kitabı kapatıp bir iç çekiyor, durup düşünüyor, hayatı sorguluyorsunuz ve bir kitaba bir isim ancak bu kadar yakışırdı diyorsunuz; Çözümsüz...

     Çocuk edebiyatı yazarı olan ve bu alanda eserler veren Ülkü Duysak' ın bundan başka birçok şiir çalışması olduğunu belirterek, ilk romanı Çözümsüz' e okuma listenizde mutlaka yer ayırmanızı tavsiye ediyorum.

Not: Bu kitabın yazarı benim canım Ülkü öğretmenim, kitaplarınızın en yakın takipçilerinden olacağım bundan böyle. Çok okunması ve devamının gelmesi dileğimle, ilhamınız bol olsun.

"Herkes uyur, bir karanlık uyanıktır, bir sen...
Öyle hissedersin, uzaksan yaşama sevincinden.
Herkes mutludur, bir sen mutsuzsundur, bir s
en...
Öyle hissedersin, ayrılmışsan sevdiğinden.
Biter baharın neşeli pozları, hazları...
Kırılır yaşam salıncağın, düşer toprağa ümit kırıntıları.
Bedenin boşlukta asılı kalır, tutmaya çalışırsın boşlukları.
Kayıp gider boşluklarda ömrünün geri kalanı.
Bir sen varsındır ölen, bir sen…"

29 Temmuz 2015 Çarşamba

Dünyaca Ünlü Yazar Sylvia Plath' ın Dramından Haberdar mısınız?

Sylvia...

Christine Jeffs' in yönettiği, Gwyneth Paltrow ve Daniel Craig' in başrollerini paylaştığı 2003 yapımı film, döneminin en iyi kadın edebiyatçıları arasında sayılan Sylvia Plath' ın trajik hayatının bir bölümünü anlatmaktadır bana göre. Çünkü film, Plath' ın kendisi gibi çok başarılı bir yazar olan eşi Ted Hughes ile evlilikleri eksenine oturtulmuş, Plath' ın hayatına, başarılarına, başarısızlıklarına dair çok önemli birçok detay es geçilmiştir. Oyunculuklar açısından Ted Hughes' u canlandıran Daniel Craig' in rolüyle bütünleştiğini, Slyvia Plath rolündeki Gwyneth Paltrow' un ise Plath' ın o kasvetli, bunalımlı halini iyi yansıttığını düşünüyorum. 

Bir kadın yönetmen elinden çıkınca daha incelikli bir film bekliyor insan. Sylvia Plath' ın zekâsına, yeteneğine, eserlerine, kısacası hayatına bir haksızlık yapılmış gibi hissediyorsunuz, söz konusu bu kadar beğenilen, tarzıyla idol haline gelmiş biri olunca... Plath' ın hayranları genel olarak filmi beğenmemiş, eksik bulmuş. Ben de bir Plathsever olarak eksikleri hissetmekle beraber, bu kadar ağır ilerleyen bir filmi sıkılmadan, merakla izledim. Evet, daha iyi olabilirmiş ama yine de izlenebilir diyorum.


Peki, kısacık hayatına rağmen unutulmaz eserler bırakmış ve büyük etki yaratmış Sylvia Plath kimdir? Tanımayanlar için hayatına dair önemli ayrıntıları paylaşayım. Ama yazının burasında yazar hakkında hiç bilgi sahibi olmayanlar için önce filmi izlemelerini önerebilirim. Tanıyanlar, acılı ve zor hayat hikayesini bilenler için zaten filmin sonu sürpriz olmayacak ve zaten onlar filmi çoktan izlemişlerdir.


Sekiz yaşında iken babası ölen Plath, ilk şiirini de sekiz yaşında yayımlamış. Rahatsızlığının ilk izleri daha çocukluk yıllarında gözlenmeye başlamış ve ileri derecede manik depresif bozukluğu ile hayatı boyunca boğuşmuştur. Depresif ve intihara eğilimli bir karakter olan Plath, 18 yaşında iken ilk intihar girişiminde bulunmuş ve akıl hastanesine yatırılmıştır.


Başarılı öğrencilik yıllarından sonra, adı yirminci yüzyılın en büyük kadın edebiyatçıları arasında anılır. Şiirleri hep karamsar ve duygusaldır. 


Hayatının aşkını bulduğunu düşünen Plath, kendisi gibi şair ve yazar olan Ted Hughes ile evlenir. Kocasının sürekli ihmali ve aldatmalarına maruz kalan Plath, kıskançlık krizlerine tutulur. Yaratıcılığını yitirdiğini, gerilediğini, kısıtlandığını düşünmektedir... Ayrılırlar... 


Karlı bir şubat gününde (11 Şubat 1963) Plath, uyumakta olan iki çocuğunun odasına girer, onlar için hazırladığı yiyecek ve sütleri odalarına bıraktıktan sonra kapıyı kapatarak, kapı aralıklarını dikkatlice bantlar... Alt kattaki mutfağına iner, fırının gazını açar, kafasını fırına sokar ve.... 30 yaşında hayata veda eder.


Dip Not: Eşi Ted Hughes, Plath' ı aldatmış olduğu şair Assia Wevill ile ilişkisine devam eder. Onun da kaderi Plath' a benzeyecek, Wevill de Plath' dan altı yıl sonra gazı açıp, dört yaşındaki kızını ve kendini öldürecektir...

İyi seyirler.